Tarih boyunca çoğu kültürde ve dinsel inançta göz figürünün kötülükleri önleyen bir tılsım olduğuna inanıldı. Zaten kötü enerjinin kaynağının da göz olduğu hep söylenmiştir. Kem gözlere karşı önlem almanın en bilinen yolu da nazar boncuğu takmak. Müslüman, Musevi, Hristiyan, Hindu, Budist toplumlarında sıkça görülen bu inanış bütün dünya toplumlarında bir şekilde var.
Yapılmaları Bile Ayrı Yerlerde
Gözler iyi veya kötü bütün duyguların dışa vurulduğu ilk yer. Yani çevrenize iyi veya kötü düşünceleri gözlerinizle yayıyorsunuz. Buna inananlar kötü düşünceyi emen mavi taşların gücüne de çağlar boyu inanmışlar. Eski Türk inanışlarında cadı anlamına gelen Albız, mavi boncuk anlamına gelen Gökçe Muncuk’tan korkarmış. Nazar boncukları bu inanışın sonunda doğmuş.
Ünlü Hun İmparatoru Atilla’nın babasının adının da Muncuk olduğu biliniyor. Bu kadar geçmişi olan nazar boncuğunun yapımını da cam ustaları gerçekleştiriyor. Ama uğuru bozulmasın diye boncuk yapılan atölyede başka cam eşya yapılmazmış. Yapılması gerekli olursa ateşin yanacağı ocak ayrılırmış. Hatta bazı ustalar boncuğun üzerine muhakkak sarı bir göz eklerlermiş. Ve bütün bu nazara karşı olan boncukların elle yapılması gerekiyormuş. Makine imalatı olanların birer süs eşyasından başka bir şey olmadığını düşünüyor eski ustalar. Her doğan bebeğe takılan mavi nazar boncukları nazar boncuksuz olmaz inanışını kuşaktan kuşağa taşımaya devam ediyor.